Günlük hayatın koşturmacası içinde, çoğumuz stres ve kaygı ile başa çıkmaya çalışırken birçok hatalı alışkanlığın farkında olmayabiliriz. Mental sağlık uzmanları, bu alışkanlıkların uzun vadede kaygıyı artırabileceğini sık sık dile getiriyor. Peki, bu hatalar nelerdir ve bunlardan nasıl kaçınabiliriz? İşte, farkında olmadan kaygıyı artıran 4 hatalı alışkanlık ve bu alışkanlıkları değiştirmek için ipuçları.
Sosyal medya, yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, özellikle kaygı bozukluğu olan bireyler için sosyal medya kullanımı ciddi sonuçlar doğurabilir. Sürekli olarak başkalarının 'mükemmel' hayatlarını izlemek, bireyde yetersizlik hissi yaratabilir. Bu durum özellikle gençler arasında yaygın bir kaygı kaynağıdır. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının artışının, anksiyete düzeylerini yükselttiğini göstermektedir. Yapılan bir çalışmada, günde üç saat ve daha fazla sosyal medya kullanan bireylerin, daha az kullananlara göre kaygı seviyelerinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
Bunun önüne geçmek için, sosyal medya kullanımınızı sınırlandırabilirsiniz. Kendinize belirli zaman dilimleri ayırarak kullanımınızı kontrol altına alabilirsiniz. Ayrıca, sosyal medyada takip ettiğiniz hesapları gözden geçirerek, sizi motive eden ve pozitif içerikler sunan kişilerle sınırlı kalmanızı öneriyoruz.
Günümüzde bilgiye erişim her zamankinden daha kolay. Ancak, bilgi bombardımanına maruz kalmak, özellikle kaygı yaşayan kişilerde daha fazla kaygıya sebep olabiliyor. Sürekli olarak güncel haberleri takip etmek, özellikle olumsuz gelişmeleri okumak, bireyde kaygı yaratabiliyor. Enfeksiyon hastalıkları ve doğal afetler hakkında sürekli bilgi edinmek, bazı bireylerde kronik kaygı durumlarının gelişmesine yol açabilir.
Bu alışkanlığın üstesinden gelmek için, haber kaynaklarını seçmek önemlidir. Belirli günler belirleyerek haberlere göz atmayı deneyin ve sizi sistematik olarak kaygıya sürükleyen içeriklerden uzak durun. Gerekirse bir süreliğine haberleri deaktivite edin. Alternatif olarak, daha pozitif ve geliştirici içeriklere yönelerek ruh halinizi iyileştirmeyi deneyebilirsiniz.
Plansız ve dağınık düşünceler, kaygıyı artıran bir diğer önemli faktördür. Gündelik yaşantımızda yapmamız gereken birçok iş ve sorumluluk varken, bu konuların aklımızda sürekli dönecek şekilde kalması kaçınılmazdır. Düşüncelerin dağılması, görevleri tamamlamada zorluk yaşamanıza ve sonuçta kaygı duymanıza neden olabilir. Neyin öncelikli olduğunu belirlemeden yapılan işler genellikle yarım kalabilir ve bu da kişide kaygı yaratabilir.
Bu alışkanlığın üstesinden gelmek için, günlük veya haftalık bir plan yapmayı deneyebilirsiniz. Yazarak yapılacaklar listenizi oluşturmak, zihninizdeki karışıklığı azaltarak daha verimli olmanıza yardımcı olabilir. Bu sayede hem işlerinizi daha düzenli bir şekilde tamamlarsınız hem de kaygı seviyenizi düşürebilirsiniz. Ayrıca, belirli zaman dilimleri arasında ara vermek ve kendinizi ödüllendirmek motivasyonunuzu artırabilir.
Kendimize karşı sert ve eleştirel bir şekilde davranmak, kaygıyı artıran bir diğer faktördür. Kendimize yönelik olumsuz düşünceler, zihnimizde sürekli tekrar eder ve bu durum, ruh halimizi olumsuz yönde etkiler. Kendi başarılarımızı küçümsemek veya hatalarımızın üzerini kapatmak, kaygı seviyemizi yükselten dinamiklerdir.
Bu durumu değiştirmek için, otomatik negatif düşünceler üzerine düşünmeyi ve bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulamayı deneyebilirsiniz. Olumsuz bir düşünce aklına geldiğinde, bunu bir kenara bırakıp, daha pozitif ve yapıcı düşüncelerle değiştirmeye çalışın. Kendinize yönelik nazik bir dil kullanmak, duygusal sağlığınızı iyileştirir ve kaygı seviyelerinizi düşürür.
Kaygı, birçok insanın hayatında zaman zaman karşılaştığı bir durumdur. Ancak, bu süreçte farkında olmadan dişinizi gıcırdatan hatalı alışkanlıkları tespit edebilmek ve onlardan uzaklaşabilmek, zihinsel sağlığınızı olumlu yönde etkileyebilir. Sosyal medya alışkanlıklarınızdan, bilgi tüketiminize, düşüncelerinizden günlük planlarınıza kadar her şey, kaygı seviyenizi belirlediğinde, kararlarınızı değiştirerek daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Unutmayın, her ne kadar kaygı zor bir duygu olsa da, bu duyguyla başa çıkmanın yolları daima vardır. Kendi hayatınızı daha iyi hale getirmek için küçük adımlar atmak, zihinsel sağlığınızı korumak adına atılacak büyük bir adımdır. Şimdi, bu hatalı alışkanlıklardan birer birer kurtularak daha huzurlu bir yaşam sürmeye ne dersiniz?