Haiti, son yıllarda artan suç oranları ve çetelerin iktidar mücadelesiyle zor bir dönemden geçiyor. Ülke, kapsamlı bir insani krizle karşı karşıya kalırken, güvenlik güçleri çetelerle başa çıkmak için farklı stratejiler geliştirmeye devam ediyor. Son olarak gerçekleştirilen İHA destekli operasyon, uluslararası ilginin yeniden odaklanmasını sağladı. Operasyonda en az 100 kişinin yaşamını yitirmesi, hem yerel hem de global düzeyde ciddi yankılar uyandırdı.
Haiti’de çete şiddeti, özellikle 2019'dan itibaren önemli ölçüde artış gösterdi. Ülkenin mevcut siyasi istikrarsızlığı, ekonominin çökmesi ve yoksulluk, suç örgütlerinin güçlenmesine zemin hazırladı. Yüzlerce insan, çete çatışmaları ve silahlı saldırılar sonucunda hayatını kaybetti. Şiddet, sadece çetelerin değil, masum sivil halkın da günlük yaşamını tehdit eder hale geldi. Hükümetin, etkili bir güvenlik stratejisi oluşturamaması, bu durumu daha da kötüleştirdi. Öyle ki, çeteler, bazı bölgelerde fiili yönetim dahi sağlamaya başladı.
Uluslararası toplum, Haiti'deki durumu yakından takip ederken, insani yardımlar da artarak devam etti. Ancak, insani yardımların dağıtımında karşılaşılan zorluklar, güvenlik sorunları nedeniyle daha da karmaşık hale geldi. Haiti halkı, çete şiddetinin yarattığı korku ve belirsizlik içinde yaşamaya devam ediyor. Bu bağlamda, hükümet ve güvenlik güçleri, çetelerle mücadele için radikal adımlar atmak zorunda kalıyor.
Geçtiğimiz hafta Haiti’nin başkenti Port-au-Prince ve çevresinde gerçekleştirilen yeni bir operasyonda, insansız hava araçları (İHA) kullanıldı. Bu operasyonun amacı, çetelerin etkinliğini kırmak ve bölgede güvenliği sağlamak olarak belirlendi. Ancak operasyonun sonuçları, beklenenden çok daha trajik oldu. Yapılan hava saldırılarında en az 100 kişinin yaşamını yitirdiği bildiriliyor. Bu ölümler arasında sivil halkın da bulunduğu belirtilirken, operasyona karşı ciddi tepkiler oluşmaya başladı.
İHA’ların kullanılması, modern savaş tekniklerini yansıtmaktadır; ancak, sivil kayıpların artması, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından şiddetle kınandı. Hükümet yetkilileri ise, çetelerin güçlenmesini engellemek için bu tür operasyonların zorunlu olduğunu savunuyor. Bu durum, hem hükümetin hem de uluslararası toplumun Haiti’deki durumu değerlendirmeleri üzerinde yeni bir baskı oluşturdu.
Ülkedeki halk, İHA’lı operasyonların daha fazla zarar yaratacağına inanıyor. Sivil kuruluşlar, insani yardımlara erişimin kısıtlanmasından ve artan şiddetten endişe duyuyor. Ayrıca, Haiti’deki sosyal yapının bozulması ve insan hayatının bu kadar kolayca kaybedilmesi, toplumda derin bir travma yaratıyor.
Sonuç olarak, Haitili yetkililer ve uluslararası toplum, çete şiddetiyle başa çıkmanın daha etkin yollarını bulmak zorunda. Güvenliğin sağlanması için gereken adımlar atılmadığı takdirde, bu tür operasyonların sonuçlarının daha da yıkıcı olacağı kesin. Haiti halkının, güvenli ve huzurlu bir yaşam sürmesi için daha fazla dikkat ve çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Uluslararası yardım kuruluşları, duruma müdahale ederek, hükümetle işbirliği yapmalı ve etkili çözümler geliştirmelidir. Aksi halde, Haiti’nin yaşadığı bu kriz, daha da derinleşerek devam edecektir.