Göztepe'de hayatını kaybeden genç Barış'ın başına gelen trajik olay, sosyal medyada büyük bir yankı uyandırmıştı. Geçtiğimiz yıl, günlerden birinde aniden patlak veren kaza, tüm Türkiye'yi derinden sarsmış, genç yaşta hayatını kaybeden Barış'ın ailesi ve arkadaşları ise büyük bir üzüntüye kapılmıştı. Barış’ın hayatını kaybetmesine sebep olan olayın ardından başlatılan hukuki süreç, özellikle gençlerin ve ailelerin dikkatini çekmişti. Olayın gerçekleştiği günden bu yana mahkeme süreci yoğun şekilde takip ediliyordu ve nihayetinde istinaf mahkemesi, dosyayı inceleyerek önemli bir karara imza attı.
İstinaf mahkemesinin verdiği karar, olayın gerçekleştiği dönemde yerel mahkemenin aldığı karara dair bir dizi değişikliği içeriyor. İlk mahkeme, olayın sebebini belirlerken, bazı noktaları gözden kaçırmış ve yeterli delil incelemesi yapmamıştı. İstinaf mahkemesi, Barış'ın ölümüne sebep olan kazanın şartlarını yeniden değerlendirerek, mahkeme sürecinde atlanan detayları da göz önünde bulundurdu. Karar, yalnızca Barış’ın ölümünden sorumlu olanları değil, kaza sırasında yaşanan tüm olumsuzlukları yeniden sorguluyor. Bu çerçevede, kazanın nasıl gerçekleştiği, ilgili trafik kurallarının ihlalinin bulunup bulunmadığı ve her iki tarafın sorumluluk düzeyleri yeniden ele alındı.
Barış’ın ölümünün ardından Göztepe'de başlayan tepkiler, sadece yerel alanda değil, tüm ülkede yankı buldu. Gençler, adalet arayışında yürüyüşler düzenleyip, sosyal medya üzerinden farkındalık yaratmaya çalıştı. #BarışİçinAdalet etiketiyle başlatılan kampanya, Türkiye genelinde büyük destek topladı. Ailenin ve arkadaşlarının hissettiği acı, yalnızca bireysel bir kayıptan ibaret değildi; aynı zamanda gençlerin güvenliğinin, adaletin ve toplumun vicdanının sorgulandığı bir toplumsal mesele haline dönüştü.
Bunun yanı sıra, mahkemelerin yaşanan bu tür kazalara karşı daha dikkatli ve titiz davranması gerektiği vurgusu yapılmaya başlandı. Buna ek olarak, yerel yönetimlerin trafik kurallarını sıkılaştırması ve istatistiklere göre tehlikeli bölgelerin belirlenerek önlem alınması yönündeki talepler arttı. Bunlar, yalnızca Barış'ın değil, pek çok gencin hayatını tehdit eden kazaların önüne geçmek amacı taşımaktadır.
İstinaf mahkemesinin verdiği kararın, Barış’ın ailesine nasıl bir teselli olacağı ise merak konusu. Aile, bu süreçte yalnız olmadıklarını ve toplumun kendileriyle birlikte hareket ettiğini hissetti. Ancak kesin sonuçların ve adaletin sağlanması için önceki mahkeme kararının iptal edilmesi ve sorumluların gereken cezayı alması gerektiği görüşü, aile tarafından sürekli dile getiriliyor. Barış’ın hayatını kaybettiği kazanın ardından yaşananlar, Türkiye’de trafik güvenliği ve adalet sisteminin sorgulanmasına da sebep oldu.
Sonuç olarak, Göztepeli Barış'ın hayatını kaybettiği kazada verilen istinaf kararı, hâlâ tartışmalara yol açmaya devam ediyor. Herkesin gözünün çevrildiği bu dava, sadece bir kişiye ait bir hikaye değil; gençlerin günlük hayatları, güvenlikleri ve geleceği için bir mücadele sembolü haline geldi. Göztepe’de başlatılan farkındalık hareketleri ve sosyal medya kampanyaları ise, akıllarda kalıcı bir etki bıraktı. Barış’ın anısına sahip çıkmak, her geçen gün daha da önem kazanıyor.