Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Vatikan'da gerçekleşen uluslararası bir barış zirvesinde, "Dünya 5'ten büyüktür!" ifadesiyle dikkat çekti. Bu güçlü mesaj, küresel adalet, eşitlik ve barış arayışına yönelik önemli bir vurgu taşıdı. Emine Erdoğan, zirvenin ana teması olan "Küresel Barış için Birlikte Hareket Etmek" noktasında, dünyada yaşanan krizlerin çözümünde tek taraflı kararların değil, çok taraflı iş birliklerinin önemine dikkat çekti. Bu bağlamda yaptığı açıklamalar, sadece dünya genelinde değil, Türkiye için de büyük bir anlam taşıyor.
Emine Erdoğan, konuşmasında, günümüz dünyasının karşılaştığı en büyük zorlukların başında adaletin, eşitliğin ve barışın sağlanması gerektiğini vurguladı. "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesiyle, sadece beş ülkenin çıkarlarının değil, tüm insanlığın ve farklı kültürlerin gereksinimlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Bu anlamda, barışın sürdürülebilirliği için iş birliği ve dayanışmanın esas olduğunu belirtti. Emine Erdoğan, günümüzde sıkça görülen çatışmaların ve anlaşmazlıkların arka planda yatan nedenlerine de değinerek, bu nedenlerin çözülmesinin tek taraflı yaklaşımlarla değil, her kesimin sürece dahil olmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti.
Ayrıca konuşmasında, sürdürülebilir kalkınmanın ancak sosyal adaletle mümkün olabileceğini söyleyen Erdoğan, eğitimin, sağlık hizmetlerinin ve ekonomik fırsatların eşit dağılımının sağlanmasının önemini vurguladı. Sözlerine "Hepimizin insanlık kardeşliği adına sorumlulukları var" diyerek devam eden Erdoğan, dünya genelinde barış ve huzuru tesis etmenin ancak kolektif bir çabayla mümkün olabileceğine inandığını ifade etti.
İnsanlığın karşılaştığı sorunların sadece tek bir ülkenin ya da bölgenin değil, tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Emine Erdoğan, bu tür zirvelerin bir araya gelme ve ortak çözümler geliştirme fırsatı sunduğunu belirtti. Vatikan'daki zirve de bu açıdan büyük bir önem taşıyor. Çünkü dünya genelinde farklı din ve kültürlere sahip liderlerin bir araya gelerek, ortak meseleler üzerinde durması, mutlaka çözüm süreçleri için bir adım olacaktır.
Emine Erdoğan, Türkiye'nin küresel barış arayışlarında üstlenebileceği rolü de vurgulayarak, Türkiye’nin geçmişten gelen tecrübeleri ve çok kültürlü yapısıyla barış inşasında proaktif bir aktör olabileceğini belirtti. Kentlerde yaşanan huzursuzluklar ve sosyal adaletsizlikler konusunda Türkiye'nin özel bir misyonu olduğunu, bu bağlamda hem yerel hem de uluslararası düzeyde barışa yönelik projeler geliştirmenin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin, barışa yönelik anlayışıyla diğer ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirerek, dünya genelinde bir örnek teşkil edebileceğine inandığını ifade etti.
Son olarak, Emine Erdoğan, dünya üzerindeki tüm bireylerin barışın ve huzurun sağlanmasında birer aktör olduğunu ve herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti. "Dünya, beş ülkenin iradesine mahkum edilemez. Herkesin sesi, herkesin katılımı önemlidir. Gelin, birlikte hareket ederek, bu dünyayı daha yaşanabilir hale getirelim" diyerek sözlerini sonlandırdı. Bu anlamda, gerçekleşen zirvenin sonuçlarının ve oluşturulacak ortak hareketlerin, dünya barışına önemli katkılar sağlayacağı umudunu taşıyarak, katılımcıları harekete geçmeye davet etti.
Emine Erdoğan’ın çağrısı, sadece siyasi bir söylem değil, aynı zamanda tüm insanlık için bir moral ve motivasyon kaynağı olmalıdır. Cinsiyet, kültür, din ve dil farkı gözetmeksizin, herkesin barış içerisinde yaşayabilmesi adına atılacak adımların önemi bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Vatikan'daki zirve, bu açıdan önemli bir dönüm noktası ve Emine Erdoğan’ın mesajı, küresel iş birliğini ve dayanışmayı güçlendirecek bir çağrı olarak tarihe geçmiştir.